3 Mart 2012 Cumartesi

Inception :)

Selamlar :) Aslında böyle birşey yapmayı uzun zamandır istiyordum ama elim gitmedi şu tuşlara nedense bugüne kısmetmiş.Birşeyler karalamak kadar insanı rahatlatan bir eylem yoktur herhalde.Ben şimdi bunları yazıyorum ya kimin okuduğu kimin okumadığı o kadar önemsiz ki..Zaten kendi yazdıklarımı defalarca açıp okuma huyum da yok değil hani :)
     Bugün 3 Mart 2012 günlerden cumartesi.Mart gelmesine rağmen İstanbul'da kar var.Bu sene İstanbul uzun  zamandır görmediği kadar kar gördü.Bol bol fotoğraf çekildim bende fırsattan istifade ederek. :) Ama artık yeter diyorum benim kendimi kaybettiğim mevsim gelsin artık yeter gel artık bahar! Ağaçlar yemyeşil olsun, erik çıksın, kiraz çıksın, ben kendimi sokaklara atıyım, hoşgeldin bahar lalalalala diye bağırayım :) Çok seviyorum baharı ya öyle böyle değil o yüzden bu aralar böyle boşluktayım, zevk alamıyorum yaptığım şeylerden açmıyor beni.
     Okulun (Marmara Üni. Sınıf Öğretmenliği) Bahar döneminin 3. haftası bitti Mart sonu vizeler başlar ben yine ders çalışırım, şikayet ederim.. :) Okulumu seviyorum bölümümü de öyle gittiğim zaman kendimi ait hissediyorum en önemlisi de bu bence.Kampüsün arka çıkışında bizim bina. Eski,küçük ama sevimli bir görünümü var, yaşanmışlıklar var içinde bizim gibi bir sürü öğrenci gelmiş geçmiş sıralarından bakınca hissettiriyor bunu size.
     Bu bloga her yazdığımda kitaplar,filmler,müzikler vs paylaşmaya karar verdim zaten bunu yapmadan duramam, tanıyanlar bilir :D Birde kendimi anlatmak istiyorum bu blogta; yaşadıklarımı,sevdiklerimi,huylarımı ve de huysuzluklarımı :) Şu sınav süreci yani geçen sene o kadar uzaklaşmışım ki herşeyden varsa yoksa ders,ders..şimdi farkediyorum ne kadar etkilendiğimi. Sınavdan sonra uzun zaman kendime gelemedim.. kitap okuyamadım, müziksiz yaşayamayan bir insan olan ben müzik bile dinlemeden boş boş yattım günlerce.Şimdi toparlıyorum yavaş yavaş gerçekten nefes almaya başlıyorum.

Şu anda okuduğum kitap resimde gördüğünüz işte.Ahmet Ümit ( kesinlikle harika bir yazar) - İstanbul Hatırası. Polisiye bir roman bu ama İstanbul o kadar güzel anlatılmış ki içinde yaşadığım bu şehre dönüp tekrar bakmama ama bu sefer çok daha farklı düşüncelere dalmama sebep oldu benim.Romanda İstanbul'un İstanbul olmasını sağlayan7 önemli hükümdar için 7 tane kurban veriliyor.Nevzat komiser ve yardımcıları bu cinayetlerin faillerini bulmaya çalışıyorlar ama dediğim gibi sadece polisiye bir roman değil bu kesinlikle.

Bugün blog başlığıma özel olarak Feridun Düzağaç'tan 'İçimden Şehirler Geçiyor'u paylaşmak istedim çooook severim :)
http://fizy.com/#s/1aimnx
Bu ara çok fazla yolculuk yapmak istiyorum heryere gitmek herşeyi görmek istiyorum.. gerçekten de içimden şehirler geçiyor, sevdiğim insanların olduğu şehirler..Bugünlük bu kadar bu ilk yazım olduğu için çok fazla şey yazmak istedim biraz daldan dala oldu sanırım..hoşçakalınnnn :)

2 yorum:

  1. Bende çok sevmiştim bu kitabı. Uzun sürede etkisinden kurtulamamıştım. İstanbul zaten benim için bambaşka okdukça geçmişini daha çok öğrenmek istiyor insan. Bu blog bana çok uygun sevdim burayı :)

    YanıtlaSil
  2. Çok teşekkür ederim :))Kesinlikle katılıyorum size..İstanbul'u gerçekten hissedebilmek için bol bol okumak gerekiyor. :)

    YanıtlaSil