16 Mart 2012 Cuma

Galata'nın Sırları..

Gezmeyi,yeni yerler keşfetmeyi çok seviyorum. Eski, tarihi yapılar özellikle de geçmişe dair çeşitli rivayetler taşıyan gizemli yerler çok etkileyici gelmiştir bana. İşte Galata Kuleside bunlardan biri. İstanbul'a tam tepeden bakan bu kule kimsenin görmediklerini görür,bilmediklerini bilir. Galata Kulesi sadece mimari bir yapı değildir bence, her baktığınızda farklı şeyler anlatır sanki sırlarını paylaşmak ister sizinle. Ancak yine de ihanet edemez sevgili İstanbul'una saklar bütün sırlarını..size sadece bu güzelliği izlemek kalır ve bir de eğer benim gibi düşünüyorsanız zihninizde bu tarihi yapıyla ilgili çeşitli hikayeler yazmak. :)
  • '' Bir rivayete göre, Doğu roma imparatoru Anastasius Oilozus tarafından 507 yılında fener kulesi olarak inşa ettirilen galata kulesi, 1348 yılında Cenevizliler tarafından Christea Turris (isa kulesi) adıyla geliştirildi. İtalyan kolonileriyle sürekli çatışma halinde olan Bizans imparatorluğu, başkentinde kontrolü ele geçirince, Venedikliler’de bulunan Galata ve çevresini Cenevizlilere verdi. Bir başka rivayete göre de önceleri Cenevizliler’in sur yapmasına izin verilmedi. Bizans’ın zayıflamaya başlaması ve dolayısıyla kolonilere söz geçirememesi, ayrıca bölgenin sürekli içinde bulunduğu güvensiz ortam, galata çevresindeki surların ve bu surların kuzey ucunu belirten Galata Kulesi’nin geceli gündüzlü çalışmalar sonucu inşa edilmesini sağladı. ''
  • '' Ne atlattığı deprem, ne bu hüzünlü ev sahipliği ne de yaşayacağı yangınlar onun hayatını Hezarfen Ahmet Çelebi kadar etkilememiştir. Galata Kulesi’yle tüm umutlarını, çalışmalarını, sıkıntılarını ve başarısını paylaşan Ahmet Çelebi, IV. Murat döneminde hazırladığı kanatlarla, birçok insan için ancak hayâl olabilecek olağanüstü bir olayı gerçekleştirmiştir. Kuleden havalanarak Üsküdar’da Doğancılar mevkiine konan Ahmet Çelebi, başarısından dolayı IV.murat tarafından ödüllendirilmiş fakat tehlikeli bulunarak Cezayir’e sürdürülmüş. Galata Kulesi, Hezarfen Ahmet Çelebi’nin başarısındaki payından duyduğu haklı gururu ve hazin sonundan kendince sorumlu olmanın verdiği hüznü öyle yoğun bir şekilde içine hapsetmiştir ki, bugün bile kuleye çıkıp Üsküdar taraflarına baktığımızda boğazın üzerinden süzülüverme isteğini duyarız. ''
Evliya Çelebi ise seyahatnamesinde kuleden şöyle bahseder  : “Fatih hazretlerinin tamir ettirdiği galata kulesi denizden 118 zira -yani yaklaşık 95 metre- yüksekliğindedir ki, göklere baş kaldırmıştır. Zirvesi halis kurşunla örtülmüştür. İstanbul surlarının her yerden görünmemesine karşılık, bu Galata Kulesi çok uzaklardan dahi kolayca dikkati çeker. Bursa’daki Keşiş Dağı’ ndan bile -yani Uludağ’dan- açık, seçik görülebilir. Kuleye çıkılıp dürbünle bakılsa, Bursa’nın imaretlerinin bile görüleceğini söylerler.” 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder