10 Mart 2012 Cumartesi

Ahh Cemal ah var mı senin gibi...

Bu mektup bir kadın için hayatımda gördüğüm en güzel en anlamlı hediyelerden biri..Bunu okuduktan sonra herşey öyle boş ki..Ah Cemal Süreya nasıl muhteşem bir adamsın sen böyle?..Var mıydın sen gerçekten?..

             


Cemal Süreya'dan eşi Zuhal'e

12 Temmuz 1972

Zuhal'im, hayat!

Hayatımsın. Bunu bilmeni isterim. En önce bunu bilmeni. Bir de şeyi bilmeni isterim: benden yanlış yere, yok yere kuşkulanıyorsun. Sana hiçbir zaman hayınlık etmedim ben. Edemem. Kaç yıldır evliyiz, yan yanayız. Hâlâ başım dönüyor senlen, esrikim senlen, seviyorum seni. Her geçen gün daha büyük bir aşkla. N'olur, akkavakkızı, anla beni. Bu sevgimi hor görme. Kendininkine uydur, yakıştır. Bu satırları ilk evimizin altındaki kahvede yazıyorum. Ve ben seni o ilk günlerdekinden daha büyük bir tutkuyla seviyorum. Biz iki ayrı ırmak gibi ayrı yerlerden kopup geldik, kavuştuk bir noktada, yanıbaşımızdan küçük bir kol da alarak büyük bir nehir meydana getirdik; birlikte akıyoruz şimdi. Nicedir bu böyle. Hep de böyle olacak. Denize dökülene, ölene dek. Bizim için tek koşul mutluluk olabilir. Hiçbir şey bozamaz birliğimizi. "Üçüz, gözüz biz." Sen de öyle düşünmüyor musun? Ne tuhaf, son bir iki ayda seni, benden biraz uzaklaştın, araya mesafeler, tedirginlikler sokuyorsun diye düşünürken, o sırada sen de aynı şeyleri düşünüyormuşsun. Bunlar aşkın halleri, aşkın zaman zaman kişinin önüne çıkardığı ezinçler, üzünçler herhalde. Bunu böyle yorumlamak gerekir. Bir de seviyorum seni. Tek dalımsın. Memo'yla birlikte, ama ondan da öncesin. Bunu böylece bilesin. Bilinmelidir bu.

Kahvenin önünden otomobiller geçiyor. Bir tane de at arabası. Seni düşününce o atı da seviyorum. Çay içiyorum. Artık ıhlamur içeceğim. Ne yumuşak, çağrışımlı, bağışçı, düşcül şeydir ıhlamur. Evimizin önünde bir ıhlamur ağacı olsun. Sen saksıda da yetiştirebilirsin ıhlamuru. Gece yatakta Memo'yla hep seni konuştuk. Susunca seni sustuk. Uyuyunca seni uyuduk.

Akşamları eve döneyim, kapıyı sen aç: gözlerin...
Memo okuldan dönmüş olsun. Kaçıncı sınıfta olsun?

Duygulu bir adamım ben. Bir film görmüştüm eskilerde; bir Fransız filmi; adı: "Jesuis un Sentimental." O filmdeki adam gibi miyim nedir?
Öfkem belli olur, coşkum ortaya çıkar da sevincim, üzüncüm dibe akar, orda büyür.

Yalnız seninle güçlüyüm. Sen olmasan bir anlamım olamaz. Sev beni.

Yaşayacağız.

Her şeyimi sana borçluyum. Sana rastladığım sıralar yıkıntılıydım. Sen onardın beni. Tuttun elimden kaldırdın. Ben de ekmek gibi öptüm alnıma koydum seni, kutsadım.
Aşk büyüdü, aşk!

Sen hastanedeyken her gün yazacağım sana. Seni nice sevdiğimi anlatacağım.

Yüzüğünden öperim.

#Cemal Süreya

6 yorum:

  1. Ne kadar güzelmiş bu.
    Nasıl özendim anlatamam.

    YanıtlaSil
  2. Gözlerim doldu resmen.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bende çok duygulandım okuduğumda, hangi kadın bunu okuyupta duygulanmaz ki..

      Sil
  3. böyle sevmek birilerini.

    bu mektuba ilk kez rastladım. blogun beni şaşırtmaya devam ediyor. yol uzun, zamanım dar. yine de buradan çıkıp kaçamadım. mektuba dönüyorum bir kez daha. bu kez son! okumaya bir son vermeli oysa.

    neyse, demem o ki; böyle bir mektubun ardından...

    insanın Zuhal olası geliyor.

    sevgi ile,
    luna.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bu benim hayatımda okuduğum ve büyük ihtimalde okuyacağım en güzel en özel mektup.
      Cemal Süreya ise sadece şiirlerinden tanıdığım en özel adam.Çünkü bunları yazmak için sade bir kalp yetmez..

      İlgin beni çok sevindirdi gerçekten tekrar çok teşekkür ederim Luna. :))

      Sil